25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü

 25 KASIM KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

 Bugün, 25 Kasım. Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü.

Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve kadının bedeni, kimliği ve emeği üzerindeki baskı her geçen gün artmaktadır. Savaşlar, işgaller, ağır ekonomik bunalımlar ve yoksulluk biz kadınları şiddetin pençesine daha fazla itmektedir.

 Dünyanın birçok yerinde işgaller ve ambargolar nedeniyle yüz binlerce kadın ve çocuk katledilmektedir.2014 yılının başından bu yana ülkemizde 240 kadın erkek şiddeti ile öldürülmüş; çok sayıda kadın işyerlerinde, evlerinde, sokaklarda erkek şiddetinin farklı biçimlerine maruz kalmıştır.Çocuk istismarı son derece korkunç boyutlara ulaşmış ve nefret cinayetleri yaygınlaşmıştır.

Namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence medyada magazinleştirilerek sunulmaktadır. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanarak; fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hakkedip hakketmediği tartışılarak, kurbanlar suçlanmaktadır.

Çocuğun cinsel istismarı ülkemizde tehlikeli boyutlara tırmanmış,yasal düzenleme yaparak istismarın önüne geçilemediği gözlenmiştir.İstismara uğrayan çocukların,yarının yaralı,travmatik,sağlıksız bireyleri olacağı kuşkusuzdur.Önlem olarak bu konuda topyekün bir eğitim seferberliğine başlanması,aileden başlayarak,okullardaki öğrencileri ve yetişkinleri kapsayan bilgilendirici ve eğitici çalışmaların yapılmasının devlet politikası olarak benimsenmesi ve uygulamaya konulması zorunluluğu vardır.Bunun için Basın Yayın yolu,kamu spotları,kısa filmler uygulama olarak yararlı olacaktır,kanaatindeyiz.

Soma’da verdiğimiz kayıpların acısını dindirmek mümkün değilken; Şırnak’tan, İstanbul’dan, Ermenek’ten, Isparta’dan ve birçok yerden benzer haberler gelmeye devam etmekte ve bu meydana gelen felaketler kadınları ve çocukları doğrudan etkilemekte, işçi güvenliğine ilişkin denetimlerin gerektiği gibi yapılması önem arz etmektedir

Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, öncelikle devletin ve siyasal iktidarların ilgili tüm kurumlarıyla sorumluluk üstlenmesi, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yaparak, yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için gerekli sosyal politikaların yaşama geçirilmesi ile mümkün olacaktır.Devlet politikalarının belirlenip uygulanmasında kadının “birey” olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Kadının sorunlarının yalnızca aile içinde olmadığı, yaşamın her alanında olduğu anlaşılmalıdır. Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına yönelik Uluslararası tüm sözleşmelerin de referans alınması gerekmektedir. CEDAW Sözleşmesi ile, son olarak 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne” aykırı yasal düzenleme ve uygulamalardan kaçınılmalıdır.Bu güne dek imzalanmış olan tüm uluslararası sözleşmelerin yaşama geçirilmesinin sağlanması, olumlu yöndeki çağdaş hukuksal düzenlemelerin yaşama geçirilmesi son derece önemlidir.

Bizler hak savunucusu kadın avukatlar şiddete karşı mücadele ederken, özellikle son dönemlerde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Avukatların korunması ve haklarına dair uluslararası belgeler hiçe sayılarak savunmaya yönelik saldırılara maruz kalmaktayız. Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada her türlü şiddet olayının sorumlularının hesap vermesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

 

Şiddetin önlenmesi için;

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON DİYORUZ.

                                         TÜBAKKOM (Türkiye Baroları Kadın Hakları Komisyonları) adına

                                                     Hatay Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı 

                                                                         Av.Meral Asfuroğlu